23 Ekim 2019 Çarşamba

Sonsuzluk

Acaba insanlar hep bu kadar gözü kara arzuları sonsuz muydu ? Nasıl bir motivasyon kaynağıdır bu para ? bir insan yanlış olduğunu bile bile sadece kendi geleceği için nelerden vazgeçebilir ? Değişik bir coğrafya da yaşıyoruz! Bu coğrafya da zafere giden yolda her şey mubahtır.Adamın kafasını kessen arkasından kafir dersin kimse seni konuşmaz! Adamın kariyerini bitirirsin bizden değildi dersin biter, nasıl olur da + 1 verebilirimden ziyade nasıl olabilir de + 1 çalabilirim diye düşünen insandan ne yarar gelebilir ki ? Aslında temel sıkıntı hepimizin fırsat bulunca böyle bireylere dönüşmemiz ve en komiği ise eğitim yalanı neymiş efendim ilk okul öğretmeni iyi bir eğitim verirse çocuk büyüyünce karısını öldürmez iş hayatında her türlü şerefsizliği yapmaz ... Dünyanın her yerinde kötü bir istatistik veri sonrası acaba bu verileri nasıl düzeltiriz diye düşünülürken ülkemde ise veriyi düzenleyenleri görevden alıp yerine arkadaşlarını atamak süper çözüm ... Nereden baksan tutarsızca bir ülke de yaşıyoruz. En komiği ise 100 tane karakteri bozuk insan bir araya gelmiş devlet öyle bir yasa çıkarsın ki hepimiz süper insanlar olalım diyor ... son yıllarda iyice bir düşünce belirmeye başladı kafam da acaba bu bozuk sisteme daha ne kadar direnebilirim ki ? neden daha sakin rutin bir hayat istemek yerine saçma sapan eşyalar için köle olmayı seçiyor ki insanlar ? illa bazı şeylerin zevkine varabilmek için kanser mi olmamız gerekiyor ? Hiç sormaz mı insan benim çocuğum bu şehir de mi büyüyecek ? Eskiden karamsar insanlara acırdım şimdi ise onlardan korkuyorum. Ölüm yokmuş gibi yaşamak çok zevkli hele ki bir de öteki taraf diye bir şeye inanmıyorsan ...

İnsanın İç Dünyası

Acaba mükemmeli istemek doğruyu beklemek saçmalık mı ? Acaba beklerken yok olma tehlikesini de göze almıyor muyuz ? yada geçen zaman ne olacak ki? Lakin gerçek olan bir şey de şu ki sadece beklemek zor veya aramak zor deyip yanlış eksik hatalı olanı kabul etmek saçmalık değil mi ? Lakin her şeye rağmen artık kafamda iyice beliren bir his var en kötü eylem bile eylemsizlikten iyidir. Bir yerde okumuştum ne kadar çok soru sorarsan o kadar mutsuz olursun. Sanırım biz sorularımızı bile eksik soruyoruz beklentilerimiz bile çarpık sanki 3 tur atılacak olan bir koşunun 1. turu bitince kaybedeceğimizi anlayıp direk 3. tura geçme telaşı var üzerimizde! Mükemmel olan ne ki ? acaba biz ne kadar mükemmeliz ? Yoksa korkularımızı bastırma şekli mi mükemmeli bekleme yalanı ? sanırım evet korkuyoruz yanlış tek bir adım atmaktan korkuyoruz tıpkı çocuklar gibi karanlık holün sonunda ne var acaba ? bu yolun sonu nereye çıkar ? Oysa korkularımızın temelinde hep bizim mi suçumuz var ? mesela ben hep kendime sorarım bir insan başka bir insana ne yapabilir ki yaa ? sonra telefonuma mynet den bildirim gelir kocası tarafından 28 yerinden bıçaklanan kadın ... ama gine de inanıyorum ben bir insan bir insana zarar veremez yada verecek insan kendini belli eder. benden size bir tavsiye insan kendini kaldırdıkça mutlu oluyor. Ya da bir süre sonra başkalarının kandırmasına da izin veriyor. Mücadele etmekten ise baştan kaybetmeyi yeğliyor ne uğruna mücadele ediyoruz ? Sormaksızın kendimize,Yaşıyoruz işte..

23 Temmuz 2017 Pazar

Yaşam

Her insan bu hayatı farklı yaşar kimileri amaçsızca hayat onu nereye götürürse yaşar kimileri çok plan yapar zengin olmak için yaşar kimileri sevgi için yaşar kimileri ise benim gibi yaşıyormuş gibi yapar.
 
     Aslında bazen o kadar çok düşüncelere dalıyorum ki insanlardan daha çok içimde ki benle konuşuyorum. Sanırım bende bu şekilde yaşıyorum aslına bakarsan böyle yaşamak iyi sakin oluyorsun çünkü insanlar senin için pek değerli değil mesela kimseye küsmüyor sun hem neden küseceksin ki sonuçta herkes zamanı gelince seni terk eder.

     İnsan bence hayatında yalnızca iki mevki için insan seçer arkadaş ve sevgili diğer tüm seçimler onun dışında gerçekleşir. Ben aşk ile ilgili konuları yazmam eğer yazarsam maskem düşer ve çıplak kalırım gibi hissederim her zaman sevdiğim insana bile belli etmek de zorluk çekerim diğer mevki olan arkadaşlık için ise düşüncelerim; Benim şanslı tarafım güler yüzlü olmam sebebiyle yüzlerce insanla arkadaş oldum şanssız tarafım hepsini yanından uzaklaştığım gibi terk ettim. Bence arkadaş edinmek kolay ama dost edinmek zordur. Bu yüzdendir ki sadece karşı karşıya gelince hatırladığım ama ismini bilmediğim sayısız arkadaşım var.

     Bazen kendini insanlardan soyutlaştıran sürekli çalışan veya bir dağda tek başına yaşayan insanlara hak veriyorum. Bu insanlar için mi ömrünü feda edicen ? Bu yüzden bence hayatın henüz başında bir amacınız olmalı ve ona uygun yaşamalısınız. Zengin olmak sevilen biri olmak gibi eğer zengin olmak istiyorsanız çok çal

Evlilik

     Evlilik zor iştir. Aslın da evlilik değilde sevgisizlik zor iştir bence hele birde sevmediğin biriyle bir ömür geçirmek zordur. Gerçi sevgi nedir ? deseler cevabını da bildiğim söylenemez ya ama olsun gine de bence sevgisizlik zordur.

     İnsan etrafında ki çiftleri görünce evlilikten soğuyor. Ne bir sevgi var ne bir saygı kadın hep baskı altında erkek ise hiç bir özel yaşantısı yok sürekli kadın tarafından yönetiliyor. Şöyle çevrenize bir bakın bir bekar bir evli birde çocuğu olan bir erkeği düşünün sizce hangisi daha mutlu ? tabii ki bekar olan peki neden insanlar evleniyor ? çünkü toplumsal bir baskı söz konusu bence sadece evlenmek gerek diye evlenmek kocaman bir aptallık.

     Hele bir de görücü usulü var tanışıyorsun ve evleniyorsun. Evde bir kadın var 1 önce tanıdın ve her gün yanına gidiyorsun babası var annesi var sürekli iç içesin belki de hiç birini sevmiyorsun ama cevabını soran bile yok zaman geçiyor sevmediğin sadece ismini bildiğin beraber yemek yediğin o kadından birde çocuğun oluyor.

     Zamanla çocuk büyüyor belli bir yaşa geliyorsun ve bir gün bir kadınla tanışıyorsun konuşuyorsun ve yüzüne gülüyor. Dünyan değişiyor ve sonra kendine şu soruyu soruyorsun. Acaba herkes benim gibi mal mı ? Sadece hayvani ihtiyaçlar  beslenme barınma gb. ihtiyaçlar için mi evlenir. Sonra acı gerçeği fark ediyorsun Dünya da sevgi var ve sonra bu yüzüne gülen kadınla samimiyetini artırıyorsun evde oturan sözde karından boşanıyorsun ve herkese göre sen suçlusun acaba sen mi suçlusun sana bu toplumsal baskıyı uygulayanlar mı suçlu ?
   
     Çok mutlusun ilk defa biri seni seviyor. Ama diğer tüm insanlara göre suçlusun o an kendi kendine şu soruyu soruyorsun. Mutsuz ama şerefli bir koca olmak mı ? mutlu seni seven bir kadınla yaşayıp çevren tarafından şerefsiz ilan edilmek mi ?

     Evet dostlar seçim sizin ama bence hiç böyle şeyleri seçmenize gerek yok en başta sevmediğiniz tanımadığınız biriyle evlenmez siniz olur biter. Sevgi şart mıdır ? bilmem lakin yaşam tarzınıza uygun düşüncelerini bildiğiniz bir insanla evlenmenizi tavsiye ederim. Aile yapınız ve onun aile yapısını karşılaştırınız derim direk damdan düşer gibi görücü usulü evliliklerin sonu ortada bir gün bir gazete de 3. sayfada cinnet geçiren koca ! diye bir haber görmek istemiyorsanız. Sizin gibi düşünen sizin gibi yaşayan sizin yüzünüze gülebilecek işte bu benim karım diyebileceğiniz biri ile evlenin derim.


 

13 Mayıs 2017 Cumartesi

Genel değerlendirme 1

        Ben ne zaman büyük adam olurum bilmiyorum. Ama nasıl olurum bunu az da olsa biliyorum ne zaman futbol ve iddia ile ilişkimi kesersem. Ne zaman bu bozulmuş siyasi yapıları takmaz ve görmezden gelirsem işte o zaman biraz da olsa ilerlerim diye düşünüyorum.

        Futbol insana hiç bir şey katmaz. Üstüne zamanınızı paranızı ve motivasyonunuzu alır. Futbol ve benzeri sporların son yıllarda bu kadar çok izlenmesi bence birazda statükosunu korumaya meraklı kurumların bizleri zorlaması üzerinedir. İnsanlar o kadar çok futbol konuşuyor ki kimse ülke gündemini takip etmiyor. Bence bir ülkede spor ne kadar çok izleniyorsa o ülke o kadar geri kalır. Bence spor toplumları tahmin edildiğince ileri götürmez, zaman içinde daha da geri götürür.

         Sizce ülkemizde ortalama bir insan kaç spor müsabakası izliyor ? kaç defa sanatsal bir faaliyete katılıyor ? kaç defa bir tartışma programını izliyor ? Bunların bu derece izlenmesinin ise temel nedeni bozulmuş siyasi yapılardır. Bence dünya yeni bir düzene gidiyor. Tüm devletler yıkılması gerekiyor  ve şehir devletleri gibi yeni bir yapılanma şart !

         Aşırıya varan bir futbol takımı taraftarlığının partizanlıktan farkı yoktur. Kendi takımına sonsuz saygı rakiplere sonsuz hakaret ile yola çıkan insanların toplum için ne kadar zararlı olduğunu zamanla anlayacağız. Mesela en basit yolla aynı düşünmediğimiz insanlara karşı olan öfkemizi sistemli olarak geliştirmeyi öğreniyoruz futbol taraftarlığı sayesinde ....

        Çevrenizde ki insanlar yeteneklerine göre mi hayatta bir yere geliyor yoksa siyasi görüşleri bunları etkiliyor mu ? Eğer siyasi görüşleri etkiliyorsa, yani partizan tavırlı insanlar dar görüşlü , bilgisiz olmasına rağmen bir yere geliyorsa, bu o sistemin ne kadar arızalı olduğunu ortaya koymaz mı? Ülkemiz de insanlar suç işlediğinde bile cezasını çekerken hangi görüşte olduğu ne kadar kazandığı dikkate alınıyorsa bu mevcut sistemin çökmesine kesin gözüyle bakılamaz mı ?

        Ve dostlar bir şeyin farkına varmalıyız. İnsan bu hayatta sadece 1 kişiyi seçer ve onu seçme hakkını kimseye vermeyin . İnsan ne Ailesini ne de çocuğunu seçemez sadece eşini seçer. Bu yüzden zamanı gelinceye kadar bekleyin bu söylediklerimden asla berduşluk ve benzeri şeyler sezmeyin.


31 Mart 2017 Cuma

İnsan ve insanlar hakkında

          İnsan düşünen, Sosyal bir hayvandır. Bu yüzden en nefret ettiğim insan tipi düşünemeyen ve sosyalleşemeyen. Düşünmemeden kastettiğim hiç bir fikri olmayan asla iki adım ötesini planlamayan hiç bir şey üretmeyen sürekli sağa sola laf atan insan tipi maalesef ki ülkemizde pek azımsanmayacak kadar  bu insanlardan vardır.Sosyalleşmekten kast ettiğim ise insanın gidip sinema izlemesi kafede arkadaşlarıyla takılması değil, kastettiğim yeni insanları tanıma çabası Dünyayı tanıma çabası

            Her insanın bence bir hayali olmalı bir işle iştigal olmalı. çünkü insan boş gezenin boş kalfası olamaz. Ne diyor hayatının bir saatini bile boşa harcamaya cüret edebilen kimse hayatının değerini anlamamıştır. Çevremize bakıyoruz değil bir saati bir ömrü boşa geçiren insanlar var. İnanmadığı halde bir ideolojiyi savunan iş adamları , yazarlar  ben bunlara kısaca her devrin şakşakçısı diyorum. Bir gün o parti bir gün bu parti. Bir insan hayattan ne isteyebilir ki ? Mutlu bir aile iyi bir iş para fln ister ama bu şakşakçılar yolun başında iyi bir araba , ev için susarlar bakarsın sonra ev araba iş .... her şeye sahip olur ama duramaz çünkü bilir ki durursa işi biter. Bu adamlar ölünce bile arkalarından hoş sözle anılmazlar. Hiç Sabahattin Ali ile Necip Fazıl bir tutulur mu ?  Sağdan soldan para toplayıp onların tetikçiliğini üstlenen insanlarla ceza evlerinde bile düşüncelerinden vazgeçmeyen insanlar bir tutulamazlar.

           İşte bu yüzden dostlar unutmamız gereken ilk şey insanlar eserleri ile değil karakterleri ile anılırlar. Evlatlarınıza iyi örnek olun. İş hayatınızda bir kaç yüz lira için fırıldak gibi dönmeyin bizden önceki kuşak bize örnek olamadı ve ülke bu halde biz daha erdemli daha kişilikli durmalıyız. Gelecek de gençlere iyi örnek olun bugün karşılaştığınız her şeyi zihninizin derinliklerine not edin! edin ki ileride aynı hataları yapmayın.

           Çocuklarımıza büyünce ne olacaksın ? sorusu yerine nasıl daha iyi bir insan olur onu öğretmeliyiz. Kitap okumayan sağda solda kötü alışkanlıklara sahip olan bir nesil yalnız kendini yakmaz bizi de yakar. Ülkemizde gerçekten çağdaş demokratik insan sayısı çok az biz çok iyi örnek olmalıyız. her yerde demokrasinin çağdaşlığın gerekliliğini ortaya koymalıyız.

           Örnek vermek gerekirse ileride bir kurumda müdür olursanız tüm altınızda çalışan insanlarla ayrı ayrı samimiyet kurun , Güvenlik , Hademe vb. kişilerle ne kadar samimi olursanız o kadar iyi bazı şeyler en alttan gelmez en üstten gelir. Önce en üstteki harekete geçmeli. Bugün stajyer olarak gördüğünüz saygısızlıkları kafanıza kaydedin ileride sizin yanınızda böyle olaylara izin vermeyin en basit olarak bu bile bir şeyleri değiştirmektir.

           Bir şeylerden sürekli şikayet etmek bizleri ileri götürmez biz o yanlışları görüp düzeltmeliyiz. Anca dünya o zaman yaşanacak bir yer haline gelir bugün birini kendi partililerine kıyak geçiyor diye yarın bizimde kendi arkadaşlarımıza kıyak geçeceğimiz anlamına gelmez unutmayın kötüler iyilerden güçlü oldukları için kazanmaz. İyiler pes ettiği için kazanır. Biz her zaman bir şeyleri değiştirebileceğimize inanmalıyız.

16 Mart 2017 Perşembe

bir millet nasıl kalkınır

Bana göre bir milletin kalkınması için öncelikle okuması gerekir. Çünkü en değerli şey bilmektir. Bilmeden hiç bir şey başaramazsınız. Daha sonra milleti sanat ile eğitmek bilim ile yol göstermek gelir. Ülkemiz de en önemli eksiklerden biri de sanattır. En son ne zaman büyük bir sanatçıya hayranlık beslediğiniz ? acaba veya ülkemiz de gerçek sanatçıların ismi biliniyor mu ? kaç çocuk bilim adamı veya çello çalmayı hayal ediyor ? Bizim gibi ülkeler de her çocuk getirisi millet için düşük olan futbol vb. spor dallarıyla uğraşıyor. Şahsi fikrim son yıllar da sanat giderek değer kaybediyor. Önceleri sanatın bir ağırlığı vardı toplum o eseri görünce gelişirdi. Günümüz de ise sinemaya giden veya evde bir film izleyen tiyatro da tiyatro izleyen bir genç acaba tüm bunlarla uğraşmayan birinden daha mı eğitimli oluyor daha mı çok kültürlü oluyor? bence tam tersi Recep İvedik bir insana ne katabilir ki ? veya bir serdar ortaç şarkısın da ne sanat eseri olabilir ? her yıl otomatik olarak kitap yazan bir yazar veya her gün zorunluluktan köşesin de yazı yazan bir gazeteci bize ne katabilir ? şunu asla unutmamalıyız ki bir kişi kendini geliştirmek istiyorsa film izleyerek , roman okuyarak , şarkı dinleyerek geliştiremez günümüzde bu eserlerin kalitesi inanılmaz derecede düşüktür. Bugün hala en çok satan kitap Sabahattin Ali'nin 1943 yılında yayınladığı Kürk Mantolu Madonna ise sorarım size bunca yıl niye böyle bir yazar çıkaramadık ? insanlar fabrikalarda seri üretime geçince sanatçıların da seri üretime geçmesinin nedeni var mıdır? bugün okullarda aldığınız sanat derslerini hatırlayınız sizlere ne kattı ? hiç bir şey bugün bir Lisans mezunu insanla hayatı boyunca okula gitmemiş kişi bir ressamın eserine bakınca ikisi de bir şey anlamıyor sa bunda birazda eğitim sisteminin kalitesizliği vardır. Bugün Liseden mezun olan bir gencin hayatı boyunca bir sanat eseri görmemesi 1 kitap okumaması sizce de komik değil mi? Şahsi fikrim bu millete kasıtlı olarak sanat öğretilmiyor. Ya bilim ? bugün bir liseye gitseniz ileri de ne olmak istiyorsun diye sorsanız gençlerden kaç tanesi bilim insanı olmayı istiyorum der acaba ? yanisi dostlar ülkemizin Polat Alemdar' lara ihtiyacı yok ülkemizin Aziz Sancar' lara ihtiyacı var. Yani bence sanat ve bilime vurulan her darbe ülkenin yarınlarına vurulur.

Bizimle iletişime geçin

Ad

E-posta *

Mesaj *

Katkıda bulunanlar